Haberler

25 Nisan 2025
BİR TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM PROJESİ OLARAK KÖY ENSTİTÜLERİ

Cumhuriyet tarihimizin en özgün ve ilerici eğitim modellerinden biri olan Köy Enstitüleri, Enstitü İstanbul İSMEK'in, düzenlendiği "Köy Enstitülerinden Bugüne Bakmak: Yerel Yönetimler ve Eğitim Söyleşisi"nde ele alındı. Artİstanbul Feshane'de gerçekleşen söyleşide Köy Enstitüleri eğitim modelinin, bir eşit yurttaşlık ve toplumsal dönüşüm projesi olduğu vurgulandı. Prof. Dr. Ahmet Yıldız, eğitim sistemindeki mevcut krizin, Köy Enstitülerinden esinle daha yaratıcı çözümler bulunarak çözülebileceğini ifade etti.

Enstitü İstanbul İSMEK, Cumhuriyet tarihimizin en özgün eğitim modellerinden biri olan Köy Enstitülerinin 85. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla “Köy Enstitülerinden Bugüne Bakmak: Yerel Yönetimler ve Eğitim” konulu bir söyleşi düzenledi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Enstitü İstanbul İSMEK Koordinatörü Dr. Canan Aratemür Çimen’in moderatörlüğünde, Artİstanbul Feshane’de gerçekleşen söyleşinin konuğuydu. Enstitü İstanbul İSMEK sınıflarında çevrim içi olarak da takip edilen söyleşide, Köy Enstitülerindeki eğitim anlayışı ve bu anlayışın bugüne yansımaları ele alındı. 

Köy Enstitüleri Bir Toplumsal Dönüşüm Projesiydi
Artİstanbul Feshane’nin tarihi atmosferinde gerçekleşen söyleşide, tümüyle Türkiye’ye özgü olan Köy Enstitüleri eğitim modelinin, bir eşit yurttaşlık projesi olduğuna vurgu yapıldı. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un emekleriyle hayata geçirilen bu eğitim modelinin, temelde bir bireysel ve toplumsal dönüşüm projesi olduğuna dikkat çekildi. 
Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Köy Enstitülerinin günümüzde neden hâlâ güncelliğini koruduğu yönündeki soru üzerine, Köy Enstitülerinin son 10 yıldır sıkça konuşulur olduğunu belirtti. Prof. Dr. Yıldız, bunun sebebini, mevcut eğitim sistemindeki krize bağladı. Eğitim sisteminin krizde olduğu konusunda toplumsal bir konsensüs olduğuna söyleyen Yıldız, “Herkes eğitim sisteminin çok yönlü bir kriz içinde olduğunu biliyor.” diye konuştu.  

Başka Ülkelerin Eğitim Modelini Kopyalamak Yanlış
Kriz dönemlerinde yapılan ilk şeyin, başkalarının sorunu nasıl çözdüğünü araştırmak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Yıldız, ikinci olarak da benzer sorunların geçmişte nasıl çözüme kavuşturulduğuna bakmak olduğunu belirtti. Eğitim sistemindeki sorunların çözümü için de aynı yoldan ilerlediğimizde, başka ülkelerin eğitim sistemlerini kopyalamanın, bizi doğru sonuca götürmeyeceğinin altını çizdi. Dünyada eğitim sistemi örnek gösterilen ülkeler arasında yer alan Finlandiya’nın eğitim modelini Türkiye’ye getirmenin yanlış olacağını, “O işler öyle olmaz, çünkü ülke bizim ülkemize, insanı bizim insanımıza benzemez. Coğrafyası bize benzemez. Orada üretilmiş bir değeri kolayca buraya kopyalayamazsınız.” sözleriyle dile getirdi. 

Köy Enstitülerinden Esinle Yaratıcı Çözümler Bulunmalı
Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Köy Enstitüleri eğitim modelini direkt olarak bugüne taşımanın doğru bir yaklaşım olmadığının belirterek, “Aynı tarihsel dönemde yaşamıyoruz, demografi değişti. Kente uyarlayabiliriz belki ama bu da o kadar basit bir şey değil. Köy Enstitülerinin bugün yeniden kurulması söz konusu değil ama ondan ışık yontabiliriz.” şeklinde konuştu.  
Köy Enstitülerinin bir gecede planlanıp kurulmadığını ifade eden Prof. Dr. Yıldız, öncelikle bir toplumsal sorun analizi yapıldığını ve bu analiz doğrultusunda projenin hayata geçirildiğini söyledi. Yıldız, bugün yapılması gerekenin, dikkatli ve derin bir analiz yaparak toplumun temel sorunlarını incelemek ve Köy Enstitülerinden esinle daha yaratıcı çözümler bulmak olduğunu vurguladı. 

Köy Enstitülerinde Amaç Toplumsal Dönüşümdü
Köy Enstitülerinin bir eğitim modeli olarak özgünlüğüne değinirken, örgütsel konumlanışının önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Köy Enstitülerinin; örgün, yaygın ve algın eğitim modelleri arasında örgün ve yaygın sistemin kesişim kümesinde olan benzersiz bir deneyim olduğuna dikkat çekti. “Köy Enstitülerinde amaç diploma almak değildi, toplumsal bir dönüşümdü. Dolayısıyla örgütsel şema açısından özgünlüğü var bence.” diye konuştu. Prof. Dr. Yıldız, Köy Enstitülerinin, eğitim ile toplumsal dönüşümü birleştiren bir kanal olduğunu belirtti. 

Eğitimi Üretimle Birleştiren Yaklaşımlar Geliştirilmeli
Söyleşide, yerelden kalkınan halkçı bir eğitim modeli olarak Köy Enstitülerinin, bugün yerel yönetimlerce hayata geçirilmesinin mümkün olup olmadığına da değinildi. Prof. Dr. Ahmet Yıldız, öncelikle bir ihtiyaç analizi yapmak gerektiğini söyleyerek, bunun, yetişkin eğitiminin altın kurallarından biri olduğunu vurguladı. Eğitimi üretimle birleştiren yaklaşımlar geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Yıldız, eğitimin kurslara, sınıflara indirgenmesinin doğru olmadığını da belirtti.